The Book of Eli / Tanrının Kitabı (2010) Replikleri
İnancım yol gösteriyor, gözlerim değil.
Toprak senin yüzünden lanetlendi .
Toprak sana diken ve çalı verecek .
Çünkü topraksın topraktan yaratıldın
ve yine toprağa döneceksin .
+Yıllarca o kitabı taşıdım ve her gün okudum.
Onu güvende tutmakla o kadar gözüm kör olmuştu ki
ondan öğrendiklerim üzere yaşamayı unutmuştum.
-Neymiş o?
+Sadece “Başkalarına kendine
yaptığından fazlasını yap.”
En azından ben bunu anladım.
Etrafta sabun olmamasının tek iyi yanı gaspçıların kokusunu bir kilometre öteden alabiliyorsun.
+Beni dinliyor musun?
- Artık dinliyorum.
+ Güzel.
– Sen beni dinliyor musun?
+Evet.
-Güzel.
Elini bir daha bana sürersen
geri alamazsın.
Yolundan ayrılma.(Stay on the path)
+Uyarayım, Walker. Seçme şansın yok.
-Hep bir seçme şansı vardır.
+(Parlamadan önce dünya) Nasıldı?
-İnsanlar ihtiyaç duyduklarından fazlasına sahipti.
Neyin değerli, neyin değersiz olduğuna dair hiçbir fikrimiz yoktu.
Öldürecekleri şeyleri çöpe atıyorduk.
+Neden kitabı istiyorsun?
-Onunla büyüdüm. Gücünü biliyorum.
Sen de okuduysan, sen de biliyorsundur.
Bu yüzden savaştan sonra hepsini yaktılar.
Sadece hayatta kalmak bile inancın eseri
bu kasabayı kurmak daha da büyük bir inancın eseri
ama insanlar bunu anlamıyor. Hiçbiri anlamıyor.
Anlamalarına yardım edecek sözlerim yok
ama kitabın var. Ve kabul ediyorum
bu kasabayı inşa etmek için nefret ettiğim bir sürü
şey yaptım, itiraf ediyorum. Ama o kitap elimizde olsaydı
yapmak zorunda kalmazdım. İnancımızı ifade etmek için doğru
kelimelerimiz olsaydı bu küçük dünyamızın ne kadar farklı ne kadar adil
olacağını hayal edebilir misin? İnsanlar tam manasıyla neden burada
olduklarını ve ne yaptıklarını anlarlardı. Daha başka iğrenç güdülere
ihtiyaçları olmazdı. O kitabı saklamak doğru değil.
Başkalarıyla paylaşılması gerekir. Yayılması gerekir.
İstediğin bu değil mi?
+Tüm kalbimle. Hep bu kitabın ait olduğu
ihtiyaç duyulduğu bir yer bulacağıma inandım.
Henüz orayı bulamadım.
-Bu adamı seviyorum..
+Ekibi topla, peşinden gidiyoruz.
– Sikik bir kitap için mi?
+ O sikik bir kitap değil! O bir silah!
Tam kalpleri ve zayıflarla çaresizlerin zihinlerini
hedef alan bir silah. Bize insanlar üzerinde
tam kontrol verecek. Lanet bir kasabadan daha
fazlasına hükmetmek istiyorsak kitap elimizde olmak zorunda.
Her taraftan insanlar gelecek ve söylediklerim kitaptansa
ne dersem onu yapacaklar. Bu daha önce oldu ve yine olacak.
Lazım olan tek şey o kitap.
+Gerçekten her gün aynı kitabı okuyor musun?
-Aksatmadan.
+Bana da okur musun? Lütfen.
-Tanrı çobanımdır; benim eksiğim olmaz.
Beni taze çayırlarda yatırır. Beni sakin sular boyunca yürütür.
Ruhumu tazeler.Kendi ismi uğrunda beni doğruluk yollarında güder.
Ölüm gölgesi vadisinde gezsem bile şerden korkmam çünkü Tanrı benimledir.
Sevgili Tanrım. Emanet ettiğin
görevi yerine getirecek gücü ve inancı bana
verdiğin için şükrediyorum. Yol boyunca karşıma çıkan
engeller karşısında bana doğru yolu gösterdiğin için
ve herkes kaybolmuşken beni cesur kıldığın için şükrediyorum.
Koruman ve yol boyunca gösterdiğin bir çok işaret için şükrediyorum.
Yapmış olabileceğim iyilikler için şükrediyorum.
Kötülükler içinse pişmanım…
Edindiğim dostlarım için şükrediyorum.
Lütfen ona da bana göz kulak olduğun gibi göz kulak ol.
Sonunda dinlenmeme müsaade ettiğin için şükrediyorum.
Çok yoruldum. Ama artık dünyadaki vazifemi
layıkıyla icra ettiğimi bilerek huzura erebilirim.
İyi mücadele ettim. Yarışı bitirdim. İnancımı korudum.