Dexter 6. Sezon Replikleri (Dizi 2006 – )
İnsanlar canavar kılığına bürünmenin eğlenceli olduğunu düşünüyor.
Bense sürekli canavar değilmişim gibi bir role bürünüyorum.
Beni şimdiki hâlime getiren şey, içimde bir boşluk bıraktı.
Ben de ortama uyum sağlama ve kendimi kamufle etme konusunda uzman oldum.
Başka bir insanla bağ kurmayı çok kolay bir şeymiş gibi gösteriyorlar.
Bir rolü uzun süre sürdürüp kendini tamamen adarsan gerçek olma ihtimali var mıdır?
Kalbindeki nefretle yaşayamazsın. İçin için yer seni. Şu hayatta biraz olsun
huzur bulmak gerek.(Peder Sam)
Kamuflaj, doğanın en meziyet gerektiren hilesidir.
Karanlık dönemlerin bizi her an yenik düşürebileceğini öğrendim.
Ama aynı zamanda bu dönemlere katlanabileceğimi git gide güçlenebileceğimi
akıllanabileceğimi ve iyileşebileceğimi de gördüm.(Peder Sam)
– Siz de Katolik misiniz, Bay Morgan?
+ Değilim.
– Protestan mısınız?
+ Hayır.
– Yahudi?
+ Hayır.
– Müslüman?
+ Hayır.
– Bir dini inancınız var mı?
+ Hayır.
– Neye inanıyorsunuz peki, Bay Morgan?
+ Hiçbir şeye. Hiçbir şeye inanmıyorum.
Şükürler olsun. Tanrı, hayatımıza gizemli şekilde müdahale ediyor.(Peder Sam)
Bir şeyi çok iyi biliyorum. Hepsinin sonu aynı.
Çünkü canavarlar sonsuza dek mutlu mesut yaşamaz.
Lise; üçüncü dünya ülkelerindeki kümes çiftlikleriyle federal
hapishanelerin en tipik yönlerini bünyesinde bir araya getiren
kendi içinde küçük bir dünya. Kimseyi öldürmeden mezun olmam bir mucize.
Lisedeyken kimse fark etmezdi beni. Koridordan geçen bir gölgeydim yalnızca.
– Başına çok kötü bir olay geldi. Herkesin aksine, 20 seneki hâlinden çok daha iyi durumdasın.
Havalı bir işin var. Bunlar bir araya gelince sen de…
+ Popüler oluyorum.
– Nasıl bir duygu?
+ Nefret ettim.
– Yapma ama. Harika bir şey bu. Buradaki insanların çoğu popüler olmak için can atıyor.
+ Buradaki insanların çoğunun bagajında iki rulo selobant
bir dolu plastik torba ve ameliyat keskisi yok ama.
– Anaokuluyla görüşmeye giderken Harrison’ı da götürdün mü?
+ Evet, götürdüm.
– Güzel, Ally orayı çok sevmişti.
+ Orayı biraz korkutucu bulmadı mı? Heykeller ve..
– Çarmıha gerilmiş İsa. Bizim için yapılan fedekârlığı gösteren
çok güçlü bir simge. Bu tarz şeyleri her çocuk öğrenmeli.
+ Affedersin ama neden? Küçükken pek kilise tecrübem
olmadığı için soruyorum.
– Olabilir, güzel soru. İlmihâl sebebiyle.
+ Peki neden bunu öğrenmeliler?
– Tanrı, her insana kendisine yönelme meyili vermiştir.
+ İşin temeline inmek gibi olacak ama Tanrı’nın varlığını nereden bileceğiz?
Harrison’a açıklayabileyim diye sordum.
– Tanrı vardır. Çünkü hepimizin içinde güçlü bir
ahlakî iyilik duygusu vardır. Ama açıkçası işin derinine inince
her şey inançta bitiyor. Hissettiğin bir şeydir bu,
açıklayabileceğin değil. Kelimelere dökmek çok zor.
+ (Çok saçma da ondan.) Sağ ol, Angel. Her şeyi daha da netleştirdin.
Belki insanlar değişir ama peki ya canavarlar?
“Yetkin adamı gözle, doğru adama bak. Çünkü yarınlar barışseverindir.”
Kurtlar türlü türlüdür. Bazılarının gözü sizi daha iyi görebilmek için büyüktür.
Bazıları burnundan solur. Bazıları da kalabalıkta kendini gizler. Bunları bilmem gerek
çünkü sevsem de sevmesem de ben de bir canavarım. Hiç değişmeyecek bu. Ufak kuzumun
gitgide delikanlı oluşu da. Yürüyen, konuşan, dinleyen. Harrison’ın hep böyle kalmasını
istesem de bundan böyle hayatındaki kurtlar sadece masallardakiler olacak.
Artık gerçek yüzümü görmesine izin veremem. Sadece sahte yüzümü görmeli.
Çünkü sadece o hikâyenin sonu mutlu bitiyor.
Yaşlılık, ikinci çocukluğa benzer derler. Ana renkler giyilir.
Üçtekere binilir ve top peşinde koşulur. İlk çocukluğumu
zar zor atlattım zaten. İkincisini ise kimse atlatamaz herhâlde.
Tanrı’yı bulacak olursan daha önce vaktini
ne kadar ziyan ettiğini görürsün. (Peder Sam)
Oğlum. Ona hayatta her şeyi verdim ama şimdi telefonlarıma
çıkartamıyorum. Çocuğun var mı? – Yok manasında başını sallar Dex..
Şanlısın o zaman. Nankör domuzlar. Hayatını sömürüp kayıplara karışırlar.(Diş Perisi)
Hepimiz hayatın bir anlamı olsun isteriz. Yaşlandıkça bunu daha çok ararız.
Ama bulması daha da güçleşir. Bazılarımızsa yanlış yerde arar. Ama hayatımızın
bir anlamı olmazsa sevdiklerimiz için geriye ne bırakabiliriz ki?
– Vahiy Kitabı’ndan sahneleri canlandırdığını düşündüğümüz bir katilin peşindeyiz.
+ Haberlerdeki Mahşerin Dört Atlısı olayı mı? Tanrı merhametini esirgemesin. Tanrı adına olduğunu söylüyorlar bir de.
Şeytan iş başında.
– Sence Tanrı’yı cinayetleri için mazeret olarak mı kullanıyor?
+ İnsanlar, Tanrı’yı birçok şey için mazeret olarak kullanır.
Deli saçması bir şeye inanıyor diye “inancı gerçek değil” diyemeyiz.
– İnanç insanlara böyle şeyler yaptırıyorsa inanmanın anlamı ne peki?
+ İnsanın tabiatı bu. Bir şeye inanman gerek.
.. İnanç; yanlış şeye karşı besliyorsan adamın işini bitirir.
Bazen elinden sadece boyun eğmek gelir.(Peder Sam)
– Aslan parçası, ameliyatı bir şeyi olmadan atlattı.
+ Tanrı’ya şükür. “Doktorumuza şükür” diyecektim. Sağ ol, doktor.
Ben Tanrı’nın varlığını kanıtlayamam ama sen de olmadığını kanıtlayamazsın.(Peder Sam)
Bilime kendimi merak sonucu kaptırmıştım. Aklıma gelen tüm soruların
cevabı vardı. Ama bilim bile kesin değildir. En sağlam teoriler bile
yeni verilerle sorgulanabilir. Bilimin bile açıklayamayacağı
şeyler vardır. Peder Sam olsa, kendi inancı olan
bir katile rastlamamın kaza eseri olmadığını söylerdi.
Kendi tablosunu yaratan, görülmeyen bir elin varlığına inanmasam da
tüm cevapların bende olmadığına inanıyorum.
İman yolundaki pek çok kahraman başarısızlıklarına sebat etmeyi bilmiştir.
Tanrı’nın rahmeti yine de üstün gelmiştir.
Meleklere inanmam. Ama iyilikle kötülük arasında
bitmek bilmeyen mücadeleye inanırım. Kim bilir?
Belki de Peder Sam haklıdır. Belki bazen iyilik kazanır.
Ama tecrübelerime göre genelde kötülük galip gelir.
Çoğu insan özgür irademiz olduğuna ve yolumuzu
kendimizin seçtiğine inanır. Bazen yol nettir bazense pek değildir.
Her büyük olay, her değişim bizi yolumuzdan şaşırtabilir.
Fakat bizi biz yapan şey yol ayrımına geldiğimizde yaptığımız seçimlerdir.
Dexter, karanlığını bırakmazsan o da senin peşini bırakmaz. Bırak gitsin.(Peder Sam)
Dexter Peder Sam’in katili Nick’i öldürürken:
Ne sende ışık var ne de bende.
– Küvette ölü bir kız anne merdivenlerden itilip
sert bir cisimle dövülmüş. Verimli bir çalışma olmuş.
Jonah çok iyi bir öğrenciymiş.
+ Ama Jonah annesiyle kardeşini severdi.
– Sevgi ne zaman birinin birini öldürmesinin önüne geçebilmiş?
– Suçlu olduğundan emin değilim.
+ Yine mi ya? Harry’nin kanunları. Öldürdüğün insanın iyi ya da kötü
olması ne fark ediyor? Kötüleri öldürünce
daha mı mutlu oluyorsun?
– Ritüelin parçası.
+ Öldürmek için mazerete gerek yok.
– Kanunlar daha çok şey ifade ediyor. Yakalanmamamı sağlıyor.
Bana bir hayat veriyor.
+ Yalandan bir hayat.
– Gözlerini gördün mü?
+ Evet.
– Masandaki kurbanlarını neden uyandırıyorsun?
+ Yaptıklarını bilmelerini istiyorum.
– Hadi be oradan! Gözlerindeki ışığın sönmesini
seyretmek hoşuna gidiyor. Suçlu olup olmamaları
bir şey ifade etmiyor. Ne hissediyorsun?
+ İmkânsız diye bir şey yoktur.
– Senin için böyle bir hayat istemiştim hep. Şimdi nereye?
+ Jonah’a
– Peki sonra, Dexter?
+ Sonra.. yolumuza devam edeceğiz. Ama her şeyin bir sırası var.
– Çok özlüyorum seni, Deb. Kötü bağlandım işte sana.
+ Ne yaptığımı ben de bilmiyorum bazen. Hayatımın anlamlı olan son günü
seninle geçirdiğim son gündü sanki.
Peder Sam, ışığın karanlığı bastıracağına inanırdı.
Ama karanlığı ışık tanımladığına göre karanlık kendi başına
var olamaz. Bu bakış açısına göre bir yerlerde bulunmayı bekleyen
bir ışık olmalı.
Çocuklar herkese güvenir. Verdiğiniz yiyeceklerin zararsız
olduğuna güvenirler. Doğru yolu göstereceğinize güvenirler.
Çocuklara ağız dolusu şeker ve trans yağı verdiğinizde
hayat boyu dostunuz olurlar. Ama yetişkinler daha zordur.
Çocuklar onları yatırdığımızda ertesi güne uyanacaklarına inanır.
Ama yetişkinler her zaman o kadar şanslı değil.
Şeytan farklı şekillere bürünür. Bazen insanı bir elmayla kandırır
bazen şan, şöhret ve parayla bazense ailenle sıradan bir yaşamla.
Gönül meselesi söz konusu olunca her zaman zikinin sesini dinle.(Masuka)
Geçmişe bir sünger çekip hayatına baştan başlamak istediğin
olmadı mı hiç? (Travis)
Peder Sam söylemişti. Bazen kendinden büyük bir güce
teslim olmalısın.
Sapkın tipler internet olmadan önce ne yapardı?
Bir canavarı ancak bir canavar yakalayabilir.
Acaba dünya bensiz daha iyi bir yer mi olur?
İnsanların ölüm hakkında söyledikleri yanlış.
Ne hayatım gözlerimin önünden geçiyor ne de aldığım hayatlar.
Kaçıracağım hayatı düşünüyorum. Harrison’ı. Oğlumun büyüdüğünü göremeyeceğim.
İnandığım kesin bir şey varsa o da hayvan sakinleştiricilerinin
gücüdür.
Travis: Yeni dünyayı getirmek için seçildim.
Dexter: Masum insanları öldürmek için mi seçildin?
Travis: Kimse masum değildir.
Dexter: Oğlum masum ama. Onu da öldürmeye çalıştın.
Travis: Tanrı kendi oğlunun ölmesine de müsaade etmiş.
Dexter: Buna nasıl inanıyorsun?
Travis: İman yolundandan geçtim ben çünkü!
Dexter: Tanrı’ya inanan insanlar tanıdım. Hiçbiri de on kişiyi öldürmenin
bahanesi olarak inançlarını kullanmazdı. Sen Tanrı’yı kullandın.
Başka bir açıklaması yok bunun.
Travis: Sen yozlaşmış bir insanın ne hâle geleceğinin mükemmel bir örneğisin.
Dexter: Ben bir babayım Evladım.. Seri katilim..
Işık, karanlık olmadan var olamaz. İkisinin de bir gayesi var.
Benim karanlığımın bir gayesi varsa o da bu dünyaya biraz denge getirmektir.
İlgili Bağlantılar:
Oh God!!